Yetkili yetkisiz sendika konfederasyonu Memur-Sen geçen gün ''Sözleşmeliye Kadro Şöleni''yaptı.Bu şölene Cumhurbaşkanı'nı da çağırdılar.Kürsünün arka şablon pano panelinde tabii ki ''Memur-Sen'''in logoları mevcut. Hükümet ekranının belli bakanları orada, bürokratları  orada 'ŞÖLEN'' yapılıyor.Bu şölen meselesi aslında ayrıca ele almak gerekiyor. Kısaca önce kamuda  iş kollarında eğitim,sağlık,büro,tarım,ulaşım,din v.b sözleşmeli kölelik ile istihdam yapıp, tek taraflı hazırlanan şartlı sözleşmelerle özlük haklardan yoksun bir çalışma alanı yaratıp,çalışanların elini kolunu bağlıyorsunuz.Sonra seçim yaklaşıyor birden onların hakları aklınıza geliyor ve azad edip,müjde kamuda 450 bin kişiye kadro veriyoruz diyorsunuz.Tabii ki bunda en çok fayda sağlayan, mobbing ile kendilerine birçok yerde üye yapan Memur-Sen fayda sağlamak, son zamanlarda kendilerinden büyük istifaları engellemek için tıpkı %2 sendikal baraj olayında yandaş Türk Kamu-Sen ile kol kola girmeleri gibi, buradan da nasıl kendime yol bulurum derdine düşüyor.En çok bunu sarı çizmeli ağa yapıyor. Cumhurbaşkanı elbet politik,siyasi olarak kendi  bakış açısıyla gereğini yapıyor.Fakat asıl düşündürücü olan sen kendini yetkili sendika göreceksin,hak aradığını iddia edeceksin fakat sözleşmelilere kadro şöleni düzenleyen sen, ne yazık ki Eğitim Söz-Sen'in sözleşmelilerin kadroya geçmesi ,sözleşmeli öğretmenliğin sonlandırılması için Danıştay'da açtığı davayı bile açamayacaksın. Siyasetin arka bahçesi olup, onunla danışıklı icraat yürütecek, sözleşmeliyi kendine alet edeceksin, sonra tüm memurlar ve emeklileri ilgilendiren maaş artışları olayında Cumhurbaşkanı %25 bir rakam telaffuz edecek ,sonra sen ayakta ve oturarak alkışlayacaksın.Bu tiyatronun bitmediğini bir kaç whatsapp gruplarında da yazdık.Dedik ki; şimdi %5 daha eklerler, sonra %30'a çıkar ,bunlar biz direttik,istedik %30 oldu derler.-Evet... eğer durumu,ilişkilerini iyi okursanız olayın kurgu olduğunu zaten hemen anlarsınız.Dediğimiz gibi oldu.Memur-Sen başkanı tweet atarak kazanım olduğunu söyledi,sonra bir ulusal tv kanalında spikerin başka ek talepde bulunacakmısınız yoksa yeterli mi %30?sorusuna.Evet %30 yeterlidir cevabı vererek,kendilerinin memurları hiç düşünmediklerini,kendi menfaatlerini gözettikleri açıkça ortaya çıkmıştır.Devletin yeniden değerleme oran:%122,Enag aylık enflasyon hesabı:%137.5,TUİK enflasyon hesabı:%64,Asgari ücret:%54,vergi zammı:%122 ,açlık sınırı 9 bin,yoksulluk sınırı 27 bin,birçok gıda ve temel ihtiyaçlarda gerçek reel enflasyon %200,300 bazı mallarda %400 artmış iken,siz gelin memurlara kurgulanmış bir oyunla,alay edercesine %30 zam deyin.Zaten bunun %16.5 oranı enflasyon farkı ,kaldı ki enflasyon farkı da zam değildir.Öğretmenin,eğitim çalışanlarının da ciddi anlamda geçim derdinde,açlık sınırında ,çoğu hacizlik, kredi borçlu ,yarına nasıl çıkacağını göremiyor.Bundan 7-8 yıl önce maaşlar neredeyse asgari ücretin 3 katı kadar.%100 zam verilse bile yine eski değerine ulaşmıyor.Hakikat devletin yeniden değerleme oranı olan%122 civarında olup maaşlara denge sağlanmalıdır.%30 günümüz koşullarında % 0 zamma tekamül eder.Çünkü yıl başından bugüne zaten çoğu ürüne %35 ile %100 arasında zam geldi.Emeğimizin karşılığı, geçinebileceğimiz bir oran olan yoksulluk sınırı üzerinde bir taban ücret olup,onun üzerine de enflasyon farkı ile refah payı eklenmelidir.Verilen %30 oranını kabul etmiyor,tüm kamu emekçilerinin birleşip genel grev veya iş bırakma eylemliliklerini yapması,hayata geçirmesi elzem olmuştur.

Eklenme Tarihi: 06-01-2023