SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİK UYGULAMASINI DANIŞTAYA TAŞIDIK!

   

SENDİKAMIZ SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİK UYGULAMASINI DANIŞTAYA TAŞIDI!
Sendikamız Eğitim Söz-Sen 03.08.2016 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmeliğin sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının maddelerinin öncelikle yürütmenin durdurulmasına sonrasında ise iptaline yönelik Danıştay nezdinde dava açmıştır.Sendikamız kurulduğundan bu yana eğitim sorunlarına karşı hukuka olan inancını koruyarak hukuksal mücadelesini sürdürmekte,sorumluluğunun bilincinde taviz vermeyen,onurlu ilkesi ile yoluna devam etmektedir.Nereden geldiğini unutmayan sendikamız geçmişine sahip çıkarak geleceğe çalışanları adına sahip çıkmaktadır.Dava dilekçemizde 68 sayfalık sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına yönelik sorunları,haber kupürleri, çalışmaları içeren kitapçık,sözleşmeli öğretmenliği anlatan görsel videolar,rahmetli Metin KURTÇU,632 KHK v.s deliller konulmuştur.Dava dilekçemiz ise 19 sayfadır.Umarız herşeyin hayırlısı olur.Sendikamızın bu zorlu süreçlerden geçerek sizlerle daha güçlü olacağına inancımız tamdır.

DANIŞTAY BAŞKANLIĞINA

“Yürütmeyi Durdurma Taleplidir.”

DAVACI : Eğitim Söz-Sen’i Temsilen Genel Başkan Nihat AYDIN
(Eğitim ve Bilim Çalışanlarının Sözü Sendikası Genel Başkanı Nihat AYDIN)
Tahran Cad.No:30 Kat:8 Ofis:809/M Çankaya/ANKARA

DAVALI : T.C. Milli Eğitim Bakanlığı/ANKARA

KONUSU : 03/08/2016 Tarih ve 29790 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmeliğinin;

*****

OLAYLAR VE AÇIKLAMALAR                :


Bundan tam 5 yıl önce;657 sayılı Yasanın 4/B maddesine göre 21.3.2006 gün ve 5473 sayılı Yasanın 3 üncü maddesiyle; "tercümanların;" ibaresinden sonra gelmek üzere "Millî Eğitim Bakanlığında norm kadro sonucu ortaya çıkan öğretmen ihtiyacının kadrolu öğretmen istihdamıyla kapatılamaması hallerinde öğretmenlerin;" ibaresi eklenmiş, böylece öğretmen gereksiniminin kadrolu öğretmenlerle kapatılamaması haline özgü olarak sözleşmeli öğretmen istihdam edilmesinin yolu açılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı eğitim kurumlarında 657 sayılı Yasanın 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli öğretmen istihdamına anılan Yasa değişikliğinden sonra, yani 2006 yılında başlanmış ve 2011 yılına kadar bu biçimde yaklaşık 70 bin sözleşmeli öğretmen istihdam edilmiştir. Ancak aynı eğitim kurumundan mezun olan ve aynı bakanlığa bağlı eğitim kurumlarında aynı branşta görev yapan öğretmenlerin bir kısmının kadrolu bir kısmının ise sözleşmeli öğretmen olarak istihdam edilmesi kamu çalışanları arasında ikilikler yaratarak, sorun ve huzursuzluklara yol açmış, maddi-manevi yönden öğretmenleri bir birinden ayrıştırmış,özlük haklardan yoksun bırakmış,aile birliği bozulmuş,psikolojik buhranlı eğitimciler yaratarak ,öğretmenler başta olmak üzere 5 yıl boyunca kamu çalışanlarının en çok tartıştığı sorunlardan biri olmuştu. Kadrolu-sözleşmeli tartışma ve sorunlarının yaygınlaşması üzerine sendikamız Eğitim Söz-Sen’de (Eğitim ve Bilim Çalışanlarının Sözü Sendikası)bu süreçlerde kurularak bu sorunsallığı 1. Derecede ele alarak kamuoyu oluşturmuş,kitle örgütleri ile tüm siyasi partilerle görüşmüş ayrıca meclisteki tüm parti gruplarına ve Meclis Başkanlığı’na  sözleşmeli öğretmenliğin sonlandırılması için yasa teklifleri sunmuş,bunun yanında özel çalışma yaparak hazırladığı dokümanları belge olarak hem Milli Eğitim Bakanlığı’na hem de  Meclise sunmuştur.(Eğitim Söz-Sen’in ‘’SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİK ‘’ üzerine derlediği o zaman ki çalışma ürünü ayrıca Ek.olarak dava dosyamızda delil niteliğinde sunulmuştur.)Tüm bunların yanında kamuoyu oluşturarak yasal düzlemlerde eylemlilikler yaparak kamuoyunun dikkatini çekerek,ulusal medyada gündem oluşturmuş,yaratılan mücadeleler ve görüşmeler sonucunda Bakanlar Kurulu toplanarak ; 2.6.2011 gün ve 632 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle kamu kurum ve kuruluşlarının merkez ve taşra teşkilatı ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlarda, 657 sayılı Yasanın 4/B maddesi ve 10.7.2003 gün ve 4924 sayılı Yasa uyarınca vizelenmiş veya ihdas edilmiş sözleşmeli personel pozisyonlarında 4.6.2011 tarihi itibarıyla çalışmakta olan ve 657 sayılı Yasanın 48. maddesinde belirtilen genel şartları taşıyanlardan otuz gün içinde yazılı olarak başvuranlar, Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığınca müştereken belirlenen 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli cetvellerde yer alan memur kadrolarına atanmıştır. Böylece Milli Eğitim Bakanlığı’nda kadrolu öğretmen-sözleşmeli öğretmen tartışma ve sorunları sona ermiştir.Geriye dönük tüm hizmetler ve özlük haklar verilip,bu KHK/632 ile kadro gibi sayılmıştır.4/B uygulaması zamanında lösemili kanserine yakalanmış bir arkadaşımızı da(Metin KURTÇU) sözleşmesi yenilenmediği,hastanelerde takibi gerektiğinden dolayı belli sürede rapor hakkı olduğundan sözleşmesi fesih olmuş ve daha yeni evlenmiş eşi ile yeni doğmuş çocuğuna doyamadan ,kadro yüzü göremeden vefat etmiştir.Sözleşmeli Öğretmenler bir sağlık kuruluşundan yararlanabilmesi için SSK 90 iş gününü çalışmışlığı ile primini doldurması gerekiyor.Sözleşmeli öğretmenlerin böyle bir hastalıkta alacağı rapor gün sayısı en fazla 30 dur.30 günü aşan rapor durumlarında sözleşme fesih olur.Lösemi kanser hastalığı takip gerektiren ve hastalığın maliyeti  oldukça yüksek ayrıca her yerde tedavisi mümkün olmayan amansız bir hastalıktır.Arkadaşımızın tedavi sürecinde sözleşmesi fesih olunca morali yüksek olması gereken bir hastalığa karşı da korumasız,güvencesiz ve kendini moralsiz hissetmiş,hastalığın pençesinden kurtulamamıştır.En ücra yerlerde görev yapmış öğretmenimiz fazla bir direnç gösterememiş ve sendikamız o zamanlarda arkadaşımızın durumunu  kamuoyuna duyurarak dikkat çekmiştir.Metin KURTÇU arkadaşımız gibi aynı kaderi paylaşan başka sözleşmeli öğretmenlerde aynı durumlarla karşı karşıya kalmışlardır.Arkadaşımızın durumunu anlatan haber kupürleri,kendisinin el yazısı ile kamuoyuna duyurulması için sendika başkanımıza verdiği el yazıları bir TV kanalında ‘’Genç Bakış’’proğramında da okunmuştur.Delil olarak Eğitim Söz-Sen kitapçığında mevcuttur.

**** SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİK  UYGULAMASININ SAKINCALARI;

1.Eğitim Öğretim Hizmeti;kamu hizmetidir…Ve kamu yararı gözetilerek tesis edilmesi ve  SÜREKLİ-DÜZENLİ bir biçimde yürütülmesi gereklidir.’’Kesintisizlik’’ ve ‘’Düzenlilik’’Eğitim-Öğretim sınıfında BİRLİKTE değerlendirilir.Diğer taraftan bu hizmetleri yerine getiren eğitim çalışanlarında İŞ GÜVENCESİ olmadığı için geleceğe yönelik TEDİRGİNLİK oluşmaktadır.Gelecek güvencesi olmayan bir öğretmen eğitim-öğretim verirken ne derece başarılı olacaktır!Diğer taraftan eğitim çalışanın SÜREKLİ TEDİRGİN BIRAKILMASI VERİMSİZLİĞİ BERABERİNDE GETİRİR.Geleceğini göremeyen,her an HİZMET SÖZLEŞMESİ SONRASINI düşünen bir öğretmeni BELİRSİZLİK ile karşı karşıya bırakmak sadece eğitim çalışanlarını ve idareyi ilgilendirmemektedir.Dolayısıyla aynı öğrencinin karşısına her ay veya her yıl değişik öğretmenlerin çıkarılması ÖĞRENCİDE DE MOTİVE EKSİKLİĞİNİ,ÖĞRETMENE ADAPTE SORUNLARINI BERABERİNDE GETİRİR.

2.Milli Eğitim Bakanlığı;Bu yönetmeliği 14/07/1965 tarihli 657 sayılı 4.maddesinin (B)fıkrası kapsamında yapılan değişiklikle sözleşmeli öğretmen istihdamına ilişkin usul- esaslar ve 657 sayılı DMK,25/08/2011 tarihli ve 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 06/06/1978 tarihli ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar hükümlerine dayanılarak OHAL/668 KHK ile Resmi Gazete 03/08/2016  tarih ve sayı:29790 ile çıkarmıştır.Bu yönteme dayanılarak yapılan değişiklik gösterilerek yapılacak uygulama eğitim çalışanlarının HUZUR ve SUKUNU bozulmakla kalmayacak,EŞİTLİK ve SOSYAL ADALET unsurlarının da yerine getirilmesi olamayacaktır.ÇİFTE STANDART,fark gözetmek toplumsal bir sorun yaratır.Bu hususta anayasaca güvence altına alınan EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRIDIR.

3.Ayrıca yeni sözleşmeli uygulamasında; öğretmenlerin sendikalara üye olup olamayacakları belirtilmemiş,beklide bundan ötürüdür ki atama komisyonlarında sendika temsilcilerine yer verilmemiştir.Böylelikle bir ayrım yapılmaktadır.Dolayısıyla Sözleşmeli Öğretmenlik müessesi ‘’Hukuka Aykırılığı Teşvik Etmektedir’’idareye tanınmış bulunan kamu gücünü kullanma hak ve yetkisi gereği bir öğretmenin,sözleşmeli öğretmen olması nedeniyle SENDİKAL HAKLARIN KULLANILMASI ENGELLENMEKTEDİR,iş bu hususta anayasaya aykırılık teşkil eder.Eğitim çalışanları sırf sendikalı olmamalarından dolayı sözleşmeli öğretmenlik kapsamına alınmaktadır.Bu hususta uluslar arası sözleşmelere ve anayasaya aykırıdır.Bu durum 657 DMK’nun 4(B)bendine eklenmemiştir.

4.Eğitim çalışanının; tek taraflı sözleşme ile istihdam edilmesi EŞİTLER ARASINDA ADELETSİZLİĞE SEBEBİYET vermektedir.Aynı kariyer ve liyakat esaslarına göre hizmet ifa eden eğitim çalışanları arasında ayrıma gidilmesi Kadrolu-Sözleşmeli diye ayrılması Anayasamızın sosyal hukuk devletine ve kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı olup eklenen madde ibarelerinin yürütmesinin durdurulması ve sonrasında iptali gerekmektedir.

5.Eğitim-Öğretim; İstisnai hallere münhasır olmayıp,geçici işlerden yada öncelikli yerler kavramına monte edilecek bir durum değildir.İş bu sebeple DMK.Madde:657/4(B)bendinin daha önce  04/06/2011 tarihinde Sayı:27954(Mükerrer) ile Devlet Memurları Kanunun 4’üncü Maddesinin (B)fıkrası ile 4924 sayılı Kanun uyarınca sözleşmeli personel pozisyonlarında çalışanların memur kadrolarına atanması amacıyla DMK değişiklik yapılmasına dair kanun hükmünde (KHK/632)ile bu uygulama hükümetin gördüğü büyük sorunlar üzerine kaldırılmıştır.Tekrar uygulanmak istenmesi acı bir reçeteden öteye bir şey değildir.Bu durumun yeniden telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracağı aşikardır.İlgili maddelerinin yürütmesinin durdurulması yada iptali mümkün olmuyorsa;Anayasaya ciddi  şekilde aykırılığı tespit olunan bu uygulamanın tamamen iptali için hukuk normları hiyerarşisine göre uygun görülmesi halinde Anayasa Mahkemesi’ne Başvuruda bulunulması böylelikle iptalinin sağlanması KAMU YARARINA OLACAKTIR.


Dava dilekçemizin tamamına facebook linkimizden ulaşabilirsiniz; https://www.facebook.com/Egitim.Soz.Sen/posts/1125419250847143:0

Eklenme Tarihi: 01-09-2016