ANASAYFA >> CORONA VİRÜSÜN ANLATTIĞI

CORANA VİRÜSÜN ANLATTIĞI

Dünyamız bir aydır doğusundan batısına kuzeyinden güneyine ortak bir gündemle ortak bir savaşım veriyor. Sınırlar ne olursa olsun, siyasetler  ne kadar ayrışırsa ayrışsın, menfaat çatışmaları ne biçim çekişmeler ,çatışmalar taşırsa taşısın her coğrafya aynı sıkıntı üzerinde birleşmiş danışarak, dayanışarak  aynı düşmanla mücadele ediyor. Dini ne olursa olsun budisti, hiristiyanı ,musevisi müslümanı aynı endişeyi taşıyor aynı yöntemlerle mücadelesini veriyor. Zengin ,fakir, herhangi bir sınıf ayrımı da yok. Renkler diller de bütün ayırıcılığını kaybetmiş bütün bir insanlık tek millet tek dil tek tarz olmuş. Anlaşmazlıklar ,uyuşmazlıklar ,savaşlar rafa kaldırılmış vaziyette. Şimdiye kadar  bizi birbirimizden ayıran meselelerimiz de yok  sayılmış, konuşulmaz olmuş görünümde. Herkes  aynı duyarlıkta, hissiyatta ,endişeler aynı duyguda buluşturuyor tüm insan toplumunu. Dünyanın her yerinde on dört tedbir üzerinde uygulamada  bütünlük sağlanmış. Okullar tatil, sosyal mekanlar kapalı, eğlence merkezleri ,alışveriş ortamları boşalmış. İnsanlar ibadethanelerde bile buluşmuyor. Taziyeler yalnız yaşanıyor, düğünler de ertelenmiş. Kabe bile yüzyıllardır böyle bir sessizlik yaşamamış. Bu haliyle yaşanan, yüzyılımızın muhteşem bir sosyolojik vakası. Bu yönüyle sosyal bütünlük hayret-engiz bir durum. İdeolojilerin dinlerin ütopyası gerçekleşmiş gibi. Belki de yaşadığımız dünya tarihinin ilklerinden biri. Şimdiye kadar dünya böylesine bir bütünlük yaşamamıştır. Filmlerde gördüğümüz sahne yaşanıyor ,ama film sektörü de bu sahneyi hayal etmemiştir.

                Aslında bu manzaralar bize insanlık aleminin bütünüyle insan olduğunu vurguluyor. İnsanlığı unutturan suni gündemleri çöpe atıyor. Birbirimizden uzaklaştıran ayrılıklarımız bizi birbirimizin gayrısı yapmıyormuş. Fark dediklerimiz de bizi ayrıcalıklı kılmıyormuş. Kimse kimseden bağımsız da değilmiş. İnsanlık topyekun bir aileymiş.Dünyanın öteki ucundan bir virüs beni dünyanın öteki ucundaki insanla aynı derecede hasta ediyormuş. Hiç bir etkileşimimin olmadığı bir uzak diyar bana hastalığını pay edebiliyormuş. kimse paylaşmak istemese de paylaşım insanlığın kaderiymiş. Gönül isterdi ki iyilikler ,güzellikler ,mutluluklar ,sağ salimlikler paylaşılsın. Mutsuzlara mutlulardan pay olsun, umut olsun ,moral olsun. Kötülükler iyilerden nasiplensin ,iyiliği fark etsin,kendini yoklasın vazgeçsin. Güzelliklere çirkinlikler imrensin. Korona virüse insanların ortak akıl ve duyguyla , birleştiklerini, hassasiyetlerini canlı tuttuklarını, ciddiyet ve samimiyetlerini gördükten sonra bu dediklerimizin gerçekleşmesi mümkün olmaz mı. Bizi hasta etmeye gelene  karşı, sergilediğimiz bu bütünlüğü birbirimizi daha iyiye, güzele yönlendirmede  yapamaz mıyız?Herkesin on dört tedbiri uygulama da gösterdiği samimiyeti değerler bağlamında sergilemek - hangi ideal ,din, felsefe  olursa olsun hepsinin ortak değerlerinin aynı olduğundan şüphem yok- ne kadar imkansız olabilir ki. Herkes birbirine eşit insan değil mi. Sağlık probleminde eşitlendiğini nasıl başka alanlarda ayırabilir insan, eğer insanım diyorsa. Neden insan olduğunu unutur, hatırlamaz,hatırlatmaz. En bencil tarafıyla baksak bile başkasına olan günün birinde beni de sarmalıyor zaten. O zaman kendin için istemediğini kimse içinde isteme. Bunu savunmayan var mı dünyamızda. Neden olmasın- niçin yapılamasın! Yaşadığımız bugün yaşanabileceğinin ispatı değil mi? Yeter ki ben herkes kadar insanım ,herkes benim kadar insan bilincinde olalım ve bu bilinci yaşatıp ödün vermeyelim.

‘’Asra ant olsun ki insan ziyandadır. Ancak iman edip ameli salih işleyenler –doğru iyi güzel yararlı işler- birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna. (ASR SURESİ)’’

                                                                                          Sinan ATICI                                                                                                                                       MYK DİSİPLİN ÜYESİ